Osnabrück Üniversitesi Islam Ilahiyati Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Bülent Uçar'i fakültemizde misafir ettik. Uluslararasi Ilahiyatçilar Toplulugu'nun düzenledigi programda konusan Uçar, oryantalizm ve Almanyada bulunan Islam enstitüleri hakkindaki birikimlerini ögrencilerle paylasti.
Avrupanin fiziki sinirlarini ve Avrupali olmanin ne demek olduguna deginerek konusmasina basladi. "Bu konuda farkli görüsler olsada, degisik tanimlamalar yapilsa da tüm bu görüslerin birlestikleri nokta Avrupali'nin müslüman olmadigidir" dedi.
Avrupalilarin 13. yüzyila kadar Islam hakkinda bilgilerinin son derece muglak oldugundan baslayarak Avrupa içinde hristiyanligin nasil yayildigini anlatti. Martin Luther ile beraber ortaya çikan herkes müctehid olabilir anlayisinin bir yansimasi olarak cereyan eden tercüme faaliyetleri ve bunun mahiyetine degindi. Hristiyanligin temel kaynaklarini tercüme etmek için basvurulan Ibranice ve Eski Grekçe ögrenme gerekliliginin bir zaman sonra Avrupalilara Islami tanittigini aktardi.
Bir çok konuda Goldziher gibi düsünmedigini özellikle belirten Uçar, onun zannedildigi gibi Islam düsmani olmadigini söyledi. Goldziher'in bir çok mektubunun elimizde oldugunu, bunlari okudugumuzda birakin Islam düsmani olmayi Islama son derece sempati duyan bir kisiligin ortaya çiktiginin altini çizdi. Hatta bir mektubunda Misir'da yasadigi dönemde babasi vefat ettigi için ülkesine dönmek zorunda kaldigini, biraz daha dursa muhtemelen Müslüman olacagini yazdigini aktardi.
Alman oryamtalizminin ama agirlik noktasinin filoloji, Fransizlarin ise sosyoloji ve kültür oldugunu söyledi. Ayrica Almanlarin tasavvufa özel bir ilgisi oldugundan bahsetti.
Soru cevap fasli ile devam eden konusma, Doç. Dr. Abdurrahim Kozali'nin tesekkür plaketi takdimi ile sona erdi.