Bursa Uludag Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Anabilim Dali Ögretim Görevlisi ve Bursa’da “ney” deyince ilk akla gelen Ibrahim Benlioglu vefat etti.
Benlioglu, bugün (4 Agustos Cumartesi) ikindi namazini müteakip Bursa/Nilüfer Fadilli köyünde defnedilecek.
Cenazeye gitmek isteyenler için saat 15.30’da Fethiye Mahallesi’ndeki Ilahiyat Fakültesinden otobüs kalkacak.
BURSA Hayat gazetesinin bir yil önce yaptigi röportajla hocamizi bir kez daha aniyor, ailesine ve sevenlerine sabir, Allah'tan rahmet diliyoruz.
"Ney üflemek sabir isi"
Okuldan kalan vakitlerinde ney isiyle ugrastigini söyleyen Benlioglu, her insanin bir seyler üretmesi gerektigini savundu. Benlioglu,"Bu atölyede ney ve tespih yapimiyla ugrasiyorum. Belli günlerde de ney ögrenmek isteyen, arkadaslarla mesk yapiyoruz. Bu imalathane benim için ayri bir dünya, sigindigim yer. Ürettigim bir neyden çikan sesi dinlemek bana çok büyük bir haz veriyor. Bir sey üretmek çok anlamli ve bereketli bir is. En büyük sanatkar: Cenab-i Haktir. Her insanda, Allah'in sanatindan bir parça mevcuttur. Insanin her seyden önce kendisini tanimasi ve bilmesi gerekir. Neyi yapabildigini ve neye kabiliyeti oldugunu bilen insan da bunlarin üzerine çalismasi gerekir. Bunlardan sonra insanin bir seyler üretmesi lazim. Ürettiginiz bir seyi elinize aldiginizda yasadiginiz hazzi, baska bir seyde bulamazsiniz" ifadelerini kullandi. Kirk senedir bu meslegin içinde bulundugunu belirten Benlioglu,"Birçok hocayla çalisma firsati buldum ama Allah beni Niyazi Sayin gibi bir üstada ögrenci olma bahtiyarina erdirdi. Neyin yapimi ve üfleme teknikleriyle alakali bütün çogu seyi ondan ögrendim. Onun üzerimde emekleri büyüktür. Allah ondan razi olsun" seklinde konustu.
NEYIN SIRRI KAMISTA
Ney üretimi hakkinda bilgiler veren Benlioglu, iyi neyin, iyi bir kamistan olacagini belirtti. Ham bir kamisin kabuklari soyulduktan sonra kurumasi için en az bir sene beklemesi gerektigini ifade eden Benlioglu, her neyin kendisine ait bir ölçüsü oldugunu söyledi. Benlioglu,"O ölçülere göre hazirlanan kamisin daha sonra içi bosaltilir ve delikleri, perdeleri açilir. Bu islemlerden sonra 'parazvane' dedigimiz parçalarini neye takariz ve akortlayip, ses veririz. Bu islemlerden sonra ney hazir olur ve üfleyecek neyzeni bekler. Neyin en temeli kamistir. Iyi bir ney yapmak istiyorsaniz, kamisinizin düzgün olmasi gerekir. Bursa civarinda yetisen kamislar biraz daha ney yapimina elverissiz. Ülkemizin sicak yerlerinde yetisen kamislar, ney yapiminda daha elverisli olur. Kamisin kesilme tarihinin de önemi var. Kamistan daha çok verim almak istiyorsaniz, Aralik, Ocak ya da Subat ayinda kesilmesi gerekir. Neyler akortlarina göre isim alir. Türk Müzigi'nde genelde en çok dört seslik olarak ifade edilen 'kiz ney' dedigimiz ney çesidi kullanilir. Daha kolay olmasi nedeniyle neyzenler müzige bu ney türüyle baslar" dedi.
KABILIYETLI OLMAK YETMEZ
Ney çalmanin uzun ve zahmetli bir is oldugundan bahseden Benlioglu,"Neyden temiz ses çikartabilmek uzun soluklu bir is ve sabir gerektiriyor. Iyi ney çalmak için üfleme teknigini iyi kavramak gerekir. Diyaframini iyi kullanarak dudaginizda o sesi nerede frenleyeceginizi bilmeniz gerekir. Bu tekniklerin hepsi zamanla gelistigi için ney çalmak zahmetli ve zor bir is. Fiziki olarak erkeklere daha uygun bir alet diyebiliriz ama benim ögrencilerimin çogu bayan. Bu ögrencilerin arasinda çok iyi sesler çikartan kisilerde var ama dedigimiz gibi en önemli nokta zaman. Sanat, basli basinca zaman gerektiren bir olgu. Sabretmezseniz sanatçi olamazsiniz ve bir sey üretemezsiniz. Sanatta hem devletli hem de hizmetli olmaniz gerekiyor. Devletli olmak için Allah tarafindan torpilli olmaniz lazim. Allah size bir yetenek vermesi gerekir. Daha sonra hizmetli olmak için de çok çalismaniz lazim. Yani hem kabiliyetli olacaksiniz hem de bu kabiliyeti ortaya koymak için çok çalisacaksiniz. Bu iki olguyu bir araya getirdiginiz zaman ortaya bir sey çikarabilirsiniz ama maalesef günümüzdeki gençler biraz aceleci. Dünyadaki her seye çok kolay ulasilabilen bir çagdayiz. Ögrenciler geldiklerinde onlara ney çalmak için yapmalari gerekenleri söylüyorum. Onlarda bana 'hocam daha kolayi yok mu?' Diyorlar. Daha isin basinda olayin kolayina kaçmaya çalisiyoruz" ifadelerini kullandi.
'ÖGRENCILERIN ILGISINI ÖLÇÜYORUM'
Ders vermeden önce ögrencilerinin konuya nasil baktigini ögrenmeye çalistigini söyleyen Benlioglu,"Ben, ney ögretmeden önce ögrencilerime alakasiz sorular sorarim. Bu ise olan ilgisini ve merakini çözmek için ugrasirim. Bir keresinde ögrencimden akciger filmi istemistim. Oda bu duruma sasirmisti. Yani bunlardaki genel amacim ögrencilerin sabrini ve bu aleti üflemeye hazir olup olmadigini ölçmek. Bu ise geçici heveslemi yaklasiyor, yoksa ciddimi bakiyor, bunu tartmaya çalisiyorum. Zaten bu ise ilgi ve alakasi varsa devam ediyor. Ilgisi olmayanlar da kisa süre içersinde kendisini emekliye ayiriyor. Bence herkes yapabilecegi bir sanatla ugrasmasi lazim. Gençlerin mutlaka el becerilerini gelistirmesini tavsiye ederim. Bizler çocukken kendi oyuncagimizi kendimiz imal ederdik. Ailelerin çocuklarini bir seyler üretmeye yönlendirmesi gerekiyor. Son birkaç senedir bu konuda okullarin sanata özendiriciligi söz konusu bu durumda bizi memnun ediyor" dedi.