KÜRESEL KRİZLER EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİRİYOR
 KÜRESEL KRİZLER EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİRİYOR
ILO-2024:
KÜRESEL KRİZLER EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİRİYOR
 
 
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün her yıl küresel işgücü piyasası eğilimlerini açıkladığı Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm Raporu: Eğilimler 2024, bu yıl 10 Ocak 2024 tarihinde yayınlandı. Rapor, istihdam, işsizlik ve işgücüne katılımdaki küresel ve bölgesel eğilimlerin yanı sıra iş kalitesi, kayıt dışı istihdam ve çalışan yoksulluğu üzerindeki etkilerini incelemektedir.
 
ILO Genel Direktörü Gilbert F. Houngbo, istihdam ve işgücüne katılım oranlarındaki artışa değinerek, çalışan yoksulluğu ve kayıt dışı çalışma oranlarının da salgın öncesi oranlara gerilemeye devam ettiğini belirtmiştir. Ancak, çoklu ve birbiriyle etkileşim halinde olan küresel krizlerin yaşandığı bir dönemde, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki eşitsizliklere dikkat çekilerek, düşük gelirli ülkelerdeki yüksek işsizlik ve yoksulluk oranlarının altını çizmiştir. Ayrıca, küresel işgücünün önemli bir kısmının kayıt dışı istihdamda kaldığını önemle vurgulamıştır. Houngbo’ya göre bu durum, “sosyal adaletin sağlanmasına yönelik umutları zayıflatmakta ve sosyal eşitsizliklerin artacağına yönelik endişelere neden olmakta… Yaşam standartlarındaki düşüş ve düşük üretkenlik sürekli enflasyonla birleşince, eşitsizliğin artmasına zemin hazırlayan koşullar ortaya çıkmış oluyor ve sosyal adaleti sağlama çabalarını sekteye uğratıyor. Daha fazla sosyal adalet sağlanamazsa, sürdürülebilir bir iyileşme asla söz konusu olamayacak.
 
Küresel işsizlik ve iş açığı
 
Rapor, küresel işsizlik oranının pandemi öncesi seviyelerin altına düştüğünü ortaya koymaktadır. Yüzde 5,1 olarak gerçekleşen 2023 küresel işsizlik oranı, 2022'deki yüzde 5,3 seviyesinin altına inerek, sınırlı bir iyileşme göstermiş olsa da işgücü piyasası görünümünün ve küresel işsizliğin önümüzdeki dönemde kötüleşeceği öngörülmektedir. 2024 yılında iş arayan kişi sayısının 2 milyon artması (191 milyon) ve küresel işsizlik oranının 2023'teki yüzde 5,1 seviyesinden yüzde 5,2'ye yükseleceği tahmin edilmektedir. Rapora göre, G20 ülkelerinin çoğunda reel ücretler gerileyerek net gelir azalmakla birlikte, yaşam standartlarında meydana gelen enflasyon kaynaklı düşüşün hızlı bir şekilde telafi edilmesi pek mümkün görünmemektedir.
 
2023 yılında, işsizler ile çalışmak isteyen ancak iş bulma umudu olmadığı için iş aramayan işgücünün toplamından oluşan iş açığı (jobs gap) 435 milyona yaklaşarak yüksek seviyede (yüzde 11,1) seyretmeye devam etmektedir. İş açığı oranı, yüksek gelirli ülkelerde yüzde 8,2 düzeyindeyken, düşük gelirli ülkelerde bu oran yüzde 20,5 olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde, işsizlik oranı da 2023’te yüksek gelirli ülkelerde yüzde 4,5 seviyesinde kalırken, düşük gelirli ülkelerde yüzde 5,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Gelir düzeyine dayalı bölgesel eşitsizliklerde iyileşme görülmemektedir.
 
Çalışan yoksullar
 
2024 yılında, çalışan yoksulluğunun devam etmesi beklenmektedir. 2020'den sonra hızla düşmesine rağmen, aşırı yoksulluk içinde yaşayan çalışan sayısı (kişi başı satın alma gücü paritesine göre günde 2.15 ABD dolarından az kazananlar) 2023'te yaklaşık 1 milyon artış göstererek 241 milyona ulaşmıştır. Orta düzeyde yoksulluk içinde yaşayan çalışan sayısı (kişi başı satın alma gücü paritesine göre günde 3.65 ABD dolarından az kazananlar) ise 8,4 milyon artış göstermiştir. Rapor, insana yakışır işlerdeki yetersiz ücret ve düşük iş kalitesi gibi büyük eksikliklerin hala çok yaygın olduğunu ortaya koymuştur.

2024’te kayıt dışı çalışma oranlarının sabit kalması ve küresel istihdamın yaklaşık yüzde 58'ini oluşturması öngörülmektedir. 2023 yılında küresel düzeyde kayıt dışı çalışanların sayısı yaklaşık 2 milyardır. Yeterli düzeyde sosyal ve yasal korumaya sahip olmayan çalışanların düzeyi, genel olarak iş kalitesine ilişkin endişeleri de artırmaktadır.
 
 
İşgücü piyasasının kırılgan grupları: kadınlar ve gençler
 
Kadınların işgücüne katılımı konusunda ılımlı bir toparlanma görülürken, özellikle gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkelerde toplumsal cinsiyet farkı hâlâ kayda değer bir orandadır. Örneğin, 2023 yılında iş açığı erkekler için yüzde 9,3 olarak gerçekleşirken, bu oran kadınlar için çok daha yüksek (yüzde 13,7) gerçekleşmiştir. Küresel istihdam oranlarında açık devam etmekte olup, istihdam oranı erkekler için yüzde 69,4 ve kadınlar için sadece yüzde 46,1’dir.
 
Genç işsizlik oranları da sorun teşkil edecek düzeylerde seyretmeye devam etmektedir. Yetişkin işsizliği oranı ile genç işsizliği oranı arasındaki fark giderek açılmaktadır. 2023 yılında yüzde 13,3 olarak tahmin edilen genç işsizliği oranı, yetişkinlerden 3,5 kat daha yüksektir. Ne Eğitimde ne İstihdamda (NEET) olarak tanımlanan kişilerin oranı, özellikle genç kadınlar arasında hâlâ yüksektir ve bu durum, uzun vadeli istihdam beklentilerini olumsuz etkilemektedir. 2024 yılında 15-24 yaş grubunda küresel NEET oranının, erkekler için yüzde 14,2 ve kadınlar için yüzde 29,8 olacağı öngörülmektedir.
 
İşgücü verimliliği düşüşü ve ücretleri de düşürüyor
 
Bu yılki raporun ortaya koyduğu önemli konulardan bir tanesi de hem üretkenliği hem de yaşam kalitesini artıracağı yaygın biçimde öngörülen teknolojik ilerlemelere ve artan yatırımlara rağmen verimlilik artış hızının yavaşlamaya devam ediyor olduğudur. İşgücü verimliliği, pandemi sonrasında görülen kısa süreli bir artışın ardından, önceki on yılda görülen düşük seviyeye geri dönmüştür. Verimlilik artışının yavaş olduğu dönemlerde, reel harcanabilir gelir ve reel ücretler, genellikle ani fiyat şoklarına karşı savunmasız durumdadır. Bunun bir nedeni, ciddi tutarlardaki yatırımların, hizmet ve inşaat gibi daha az verimli sektörlere yönlendirilmiş olmasıdır. Diğer engeller arasında ise, beceri kıtlığı/eksikliği ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve verimliliği düşük firmaların ağırlıklı olduğu sektörlerde yeni teknolojilerin daha hızlı benimsenmesini engelleyen büyük dijital tekellerin hâkim olması yer almaktadır.
 
Sürdürülebilir bir gelecek için daha fazla Sosyal adalet
 
Görüldüğü gibi, 2024 yılında küresel işsizliğin artması ve giderek artan eşitsizliklerin ve üretkenlikteki durağanlığın endişe kaynağı olması beklenmektedir. Genel Direktör Houngbo’nun de vurguladığı gibi:
 
Sürdürülebilir, eşitlikçi ve barışçıl bir gelecek inşa etmek istiyorsak daha fazla sosyal adalete ihtiyacımız var.”
 
 
 
Hazırlayan: Dr. Burak Faik EMİRGİL
 
25 Ocak 2024

Sosyal-Paylaşım

Anasayfaya Dön Güncel Haberler Haber Arşiv

Haber Tarihi : [25-Oca-2024]

Haber Görüntüleme : [271]