ILO
2020-22 Dünya Sosyal Koruma (Güvenlik) Raporu:
Daha iyi bir gelecek için
YOL AYRIMINDAKİ SOSYAL GÜVENLİK
Sosyal Güvenlik (Koruma) Raporları İle Sosyal Güvenlik Politikaları Oluşturmak
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO), 2010 yılından itibaren her iki yılda bir zaman içinde bir tür “yol gösterici-rehber belge” niteliği kazanmaya başlayan Dünya Sosyal Koruma (Güvenlik) Raporu yayınlamaya başlamıştır. ILO, temel bir insan hakkı olarak tanımladığı sosyal güvenlik hakkının Dünyada sınırlı sayıda kişinin yararlanabildiği “imtiyazlı bir hak” olmaktan çıkarılıp herkes için “erişilebilir ve kullanılabilir temel bir insan hakkı” haline gelmesi için, 2003 yılında “Küresel Herkes İçin Sosyal Güvenlik Kampanyasını” başlatmış, ancak bu kampanyanın amacına ulaşmasının etkin ve sürdürülebilir ulusal sosyal güvenlik politikalarının hayata geçirilmesi ile mümkün olduğu tespitinde bulunmuştur. Bu tespitten hareketle ILO, mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin performanslarının ve çeşitli ülkelerde hayata geçirilen sosyal güvenlik politikalarının “somut-istatistiki” sonuçlarının paylaşılmasının Dünyada “sağlam temeller üzerine kurulmuş” sosyal güvenlik politikalarının oluşturulmasına katkıda bulunacağı inancıyla iki-üç yıllık dönemleri kapsayacak şekilde “Dünya Sosyal Güvenlik Raporları” yayınlamayı bir görev olarak kabul etmiştir. Yayınlandığı dönemin “ruhuna da uygun olarak” özel bir başlıkla çıkarılacak olan bu Raporlarda yer alacak “iyi uygulama örneklerinin paylaşılması” Örgütün evrensel sosyal güvenlik politikalarının yaygınlaşmasına katkıda bulunacaktır.
Sosyal Güvenlikten Sosyal Korumaya
ILO’nun ilk raporu 2010-2011 arası 2 yıllık dönem için “Dünya Sosyal Güvenlik Raporu” adı ile yayınlanmış ve Raporun özel alt başlığı olarak da “Kriz ve sonrası dönemlerde sosyal güvenliğin kapsamını genişletmek” olarak seçilmiştir. Rapor beklendiği gibi ILO’nun Küresel Herkes İçin Sosyal Güvenlik Kampanyasının nihai amaçlarına hizmet edecek bir içerikte hazırlanmış, sosyal güvenlik, sosyal koruma, sosyal transferler, sosyal koruma tabanları gibi temel kavramlarla ilgili tanımlara ve sosyal güvenlikte kapsam konusuna özel bir yer verilmiştir.
ILO’nun 2014-2015 dönemi için yayınladığı ikinci rapor önemli bir kavramsal değişikliği de beraberinde getirmiş ve raporun ismi “Dünya Sosyal Koruma Raporu” olarak değiştirilmiştir. Aslında bu değişiklik sürpriz de olmamıştır. Çünkü 2012 yılından itibaren ILO’nun resmî web sayfasına da yansımış ve 2012 yılından itibaren ILO’nun çalışma konuları içinde “sosyal güvenlik” yerine “sosyal koruma” terimini kullanmaya başlamıştır. Ancak bu terim değişikliği henüz! web sayfası erişim adresine yansımamış, hala (https://www.ilo.org/global/topics/social-security/lang--en/index.htm) sayfaya erişimde sosyal güvenlik terimi kullanılmaya devam etmiştir. Raporun tematik alt başlığı sosyal güvenlikten sosyal korumaya geçişi yansıtan, sosyal korumadan beklentileri artıran bir tanım genişlemesini de beraberinde getirmiş “ekonomik iyileşmeyi inşa etme, kapsayıcı gelişme ve sosyal adaleti sağlama” olarak yer almıştır.
İlk iki rapordan farklı olarak üçüncü Raporun kapsadığı dönem 3 yıla çıkarılmış ve 2017-2019 Dünya Sosyal Koruma Raporu, “(2030 Dünya) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin Gerçekleştirmek için Küresel Sosyal Koruma” tematik alt başlığı ile yayınlanmıştır. Bu başlıkla birlikte sosyal güvenlik sürdürülebilir ekonomik-sosyal (kültürel) kalkınma faaliyetlerinin vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilmeye başlanmıştır.
Covid-19 ve Yeni Dünya Sosyal Koruma Raporu
ILO’nun 5’inci Dünya Sosyal Koruma Raporu, 2020-2022 yılları arasındaki 3 yıllık dönem için, hazırlanmıştır. Ancak beklendiği gibi, 2019 yılı aralık ayından itibaren Dünyada etkisini hissettiren küresel Covid 19 salgını hem Raporun içeriğini hem de yayın tarihini etkilemiştir. Nitekim, Rapor beklendiği gibi Rapor döneminin başlangıç yılı olan 2020 yılı içinde değil, ancak 2021 yılında bir yıllık gecikme ile yayınlanabilmiştir. İkinci önemli etki rapor içeriğinde kendini göstermiş, 5 bölümden oluşan Raporun ilk 3 bölümü Covid 19-Sosyal Koruma ilişkisine ayrılmıştır. Bir başka dikkat çeken yenilik de, daha önceki raporlarda olmayan şekilde Rapora atfedilen önemi vurgulamak üzere Raporun basılı nüshası kapağının üst sağında “ILO’nun Bayrak-Öncü Raporu” olarak adlandırma yapılmıştır. 2020-22 Raporunun tematik konusu “Daha İyi Bir Gelecek İçin-Yol Ayrımındaki Sosyal Koruma” olarak belirlenmiştir.
2020-2022 Dünya Sosyal Koruma Raporunda Covid 19 Küresel Salgınının, gelişmiş-kapsayıcı bir sosyal koruma sisteminin varlığına olan ihtiyacı daha belirgin hale getirdiği tespitinden hareketle salgın döneminin:
- Mevcut sosyal koruma sistemlerinin kapsayıcılığı, koruyuculuğu ve yeterliliği ile ilgili eksiklikleri görünür hale getirdiğini, sosyal koruma kapsamındaki grupların kırılganlığını artırdığını,
- Salgınla mücadelede siyasi iktidarların istikrar sağlayıcı politikalarının merkezinde sosyal koruma uygulamalarının yer aldığı ve eğer istenirse ve yeterli kaynak transferi sağlanırsa sosyal koruma sistemlerinin kapsayıcılığı bakımından hızlı gelişmeler sağlanabileceğini gösterdiğini,
- Sosyo-ekonomik iyileşmenin sürekliliğinin sağlanması için sosyal koruma harcamalarının sürekliliğinin sağlanmasının ve insan odaklı politikaların benimsenmesinin önemini gösterdiğini,
- Ülkeler sosyal güvenlik sistemlerinin yörüngesini değiştirmek konusunda bir yol ayırıma geldiğini, salgına bağlı problemlerin çözümünde sosyal koruma sistemlerinin gelişmişliğinin anahtar değişken fonksiyonu gördüğünü,
- Evrensel bir sosyal koruma sistemi oluşturma ve herkes için sosyal güvenlik hakkının gerçekleştirilmesi, sosyal adaleti sağlamaya yönelik insan merkezli yaklaşımın temel taşı olduğu vurgusunu güçlendirdiği,
sonuçlarını ortaya koymuştur.
Bazı olumlu gelişmeler sağlanmış olmakla birlikte
yeterli sosyal koruma sağlama hedefinin çok gerisinde kalınmıştır
ILO, 2014-15 tarihli raporundan itibaren sosyal güvenlik sistemine yönelik değerlendirmelerin yer aldığı rapor içeriğini, 2012 tarih ve 202 sayılı “Sosyal Koruma Tabanları Tavsiye Kararında” genel esasları belirlenmeye çalışılan “Sosyal Koruma Tabanları” yaklaşımına göre yapmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin yeterliliğini değerlendirmeye yönelik analizlerini sosyal sigorta risklerine yönelik kategorik yaklaşım yerine Sosyal Koruma Tabanları yaklaşımına esas olan “hayat döngüsü-evreleri” (life-cycle) yaklaşımını esas alarak yapmaktadır. Bu yeni yaklaşıma göre sosyal koruma (güvenlik) sistemlerinin sağladığı koruma garantisinin yeterliliğini üç ayrı evrede ele almaktadır. Bunlar: 1) çocukluk dönemi (kadınlar ve analık hali ile ilgili riskler dahil) 2) yetişkinlik (çalışma hayatı-klasik sosyal sigorta yaklaşımı) dönemi ve 3) yaşlılık dönemi, olarak ayrı ayrı ele almaktadır.
Rapora göre, sosyal koruma sistemleri ile ilgili bazı olumlu gelişmeler olmakla birlikte gelinen nokta ILO standartları bakımından hala yetersizdir. Nitekim, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri bakımından (1.3.1); Dünya nüfusunun yalnızca %46,9’u en azından bir sosyal güvenlik riskine karşı koruma kapsamına alınabilmişken, yaklaşık olarak 4,1 milyar insanın (%53,1) hiçbir sosyal güvencesi yoktur. Ancak bu ortalama rakamın ortaya koyduğu kısmen olumlu sayılabilecek tablo ülke grupları arasında çok büyük eşitsizlikler göstermektedir. Nitekim, Avrupa ve Merkezi Asya ülkelerinde nüfusun %83,9’u, Amerika’da %64,3’ü ortalamanın üzerinde bir güvenceye sahipken, Asya-Pasifik ülkelerinde %44,1; Arap ülkelerinde %40, ve Afrika’da ancak %17,4 lük bir kesim yeterli sosyal güvenceye sahiptir.
Kapsayıcı ve yeterli bir sosyal koruma için daha fazla kaynak tahsisi gerekiyor
Rapor; bütün Dünyanın yaşadığı Covid 19 krizinin, gelişmiş, güçlü ve kapsayıcı bir sosyal koruma sisteminin varlığının krizin olumsuz sonuçları ile mücadelede ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu, gelecek dönemlerde karşılaşılabilecek benzer veya daha ağır sonuçları olacak krizlere karşı hazırlıklı olabilmek için “hak temelli, evrensel sosyal koruma sistemlerinin geliştirilmesi” amacıyla “hiç kimseyi kapsam dışında bırakmayacak” “sosyal koruma için daha fazla kaynak tahsisine önem veren yüksek öncelikli sosyal koruma sistemleri oluşturma” çabalarının artırılması gereğini vurgulamaktadır.
Rapor, ulusal düzeyde herkese temel bir sosyal koruma garantisi sağlayacak bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmak için ihtiyaç duyulan ilave harcamanın ülkelerin milli gelirlerinin % ‘si olarak; alt-orta gelir grubundaki ülkeler için % 5,1 (362,9 Milyar ABD Doları); üst-orta gelir grubundaki ülkeler için % 3,1 (750,8 milyar ABD Doları); düşük gelirli ülkeler için ise % 15,9 (77,9 milyar ABD Doları) olduğunu ortaya koymuştur.
Rapor, evrensel bir sosyal koruma sistemi oluşturmak için “Yüksek Öncelikli Bir Sosyal Koruma Stratejisi” kapsamında:
- Herkesi sosyal güvenlik kapsamına alacak,
- Yeterli sosyal koruma garantisi sağlayacak,
- Bütün sosyal riskleri kapsayacak,
- Sürdürülebilir bir finansman kaynağına sahip,
- Herkesi kapsayacak, hak temelli bir koruma garantisi sağlayacak,
- Çalışma hayatında meydana gelen gelişmelere açık,
politika araçlarına ve tedbirlere önem verilmesi gereğini bir kez daha vurgulamıştır.
2030 Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Sosyal Koruma

Prof. Dr. Yusuf ALPER - 21.01.2022